RUSYA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PANEL

RUSYA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE

YENİ DÖNEM

 

KONUŞMACILAR

Doç. Dr. Vişne KORKMAZ (Yıldız Teknik Üniversitesi)

Doç. Dr. Emre ERŞEN (Marmara Üniversitesi)

MODERATÖR

Prof. Dr. Mehmet HACISALİHOĞLU (BALKAR Müdürü)

TARİH: 29 KASIM 2016 SALI

SAAT: 16.00-18.00

 

Türkiye-Rusya İlişkileri Paneli:

Vişne Korkmaz: Türk Dış Politikasında Eksen Kayması Yok!

Yıldız Teknik Üniversitesi Balkan ve Karadeniz Araştırmaları Merkezi (BALKAR) tarafından düzenlenen ve Bilge Kağan Topçu tarafından koordine edilen Rusya-Türkiye İlişkilerinde Yeni Dönem konulu panele Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm başkan yardımcısı Doç. Dr. Vişne Korkmaz ile Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Emre Erşen katıldılar. Moderatörlüğünü BALKAR Müdürü Prof. Dr. Mehmet Hacısalihoğlu’nun yaptığı panelde ilk konuşmacı Vişne Korkmaz Türk-Rus ilişkilerini değerlendirirken bir soru üzerine Türk dış politikasında bir eksen kaymasının söz konusu olmadığını, günümüzde iki kutuplu bir uluslararası sistemin bulunmadığını, karmaşık bir eksenler sistemin oluştuğunu, Türkiye’nin farklı taraflarla pazarlığını sürdürmesinin doğru ve gerekli bir yaklaşım olduğunu söyledi.

Vişne Korkmaz, Rusya’nın “iddialı bir dış ve güvenlik politikası” takip ettiğini ve Türkiye-Rusya yakınlaşmasının da temel sebebinin iki ülke arasındaki “jeo-ekonomik ve jeo-stratejik mücadele” olduğunu belirtti. Korkmaz’a göre Rusya’nın iddialı dış politikası üç noktaya dayanmaktadır.

Bunlar: 1. Rus askeri gücü: nükleer caydırıcılık, farklı bölgelerde askeri varlığını artırması, Karadeniz’de güvenlik dengesini Rusya’nın lehine bozulması, güvenlik bağlamında Rus-Türk karşılıklı bağımlılığı; 2. Enerji: enerjinin (doğalgaz vs.) bir “dış politika silahı” haline getirilmesi, bununla birlikte kriz döneminde bile enerjinin Türkiye’ye karşı bir silah olarak kullanılmamış olması, Türkiye’nin enerjide Rusya’ya bağımlılığı, Türk akımı projesi gibi projelerin gündeme getirilmesi; 3. NATO ve Rusya rekabeti: Türkiye’nin NATO üyesi olması nedeniyle Rusya ile Türkiye arasında “negatif bir karşılıklı bağımlılık” olduğunu belirten Korkmaz, Rusya’nın ABD ve Batı’nın hassas olduğu bölgelere (Polonya, Estonya, Bulgaristan vs.) müdahale etmediğini ve NATO’nun bu bölgelerde güç bulundurduğunu, bu denge siyaseti içinde Türkiye’nin de NATO üyesi olarak bir konumu olduğunun altını çizdi.

Vişne Korkmaz: Suriye’de nispi uzlaşma normalleşmeyi getirdi!

Kriz ve Krizden Sonraki Normalleşme Sürecinin Anlamı Ne? sorusuna cevap olarak Vişen Korkmaz, Türk-Rus krizinin Türkiye ile Rusya’nın doğrudan kendi topraklarını ilgilendiren bir sorundan çıkmadığını, Suriye’deki mücadelenin bir sonucu olarak ortaya çıktığını belirtti. Uçak düşürme hadisesi sonrasında Türkiye’nin NATO üyelerinden beklediği güvenlik teminatını almakta zorlandığını, NATO’nun sağladığı hava savunma sisteminin Türkiye’den çekildiğini belirterek Türkiye’nin Rusya ile ilişkisini normalleştirmesinde bunun etkili olduğunu vurguladı. Ayrıca kriz neticesinde Türkiye ile Rusya’nın Suriye konusundaki taleplerinin netleştiğini belirten Korkmaz, Rusya’nın önceliğinin Esad rejiminin devamı, Türkiye’nin önceliğinin ise kendisine karşı yönelecek bir terör koridoru tehdidini engellemek olduğunu, bu şekilde Türkiye ile Rusya arasında Suriye’deki çatışma potansiyelinin nispeten azaldığını iddia etti. Vişne Korkmaz son olarak; Türk-Rus yakınlaşmasının yukarıda üç madde olarak sıralanan bağımlılık unsurları nedeniyle ve özellikle 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında Rusya’nın Türkiye’ye açık destek vermesi ile sağlandığını, bununla birlikte Suriye’de Rus-Türk beklentileri konusunda nispeten bir dengenin sağlanmış olmasının payının da unutulmaması gerektiğini belirtti.

Emre Erşen: Türkiye Rusya ve İran’la uzlaşarak Fırat Kalkanı Harekatını başlattı!

Panelin ikinci konuşmacısı Emre Erşen, Türk-Rus ilişkilerinin normalleşmesi ve iyileşmesinde 1. Ekonomik ve 2. Siyasi nedenlerin bulunduğunu, her iki tarafından da çıkarları gereği aralarındaki gerilimi azaltma ihtiyacı hissettiğini belirtti. Özellikle ABD ve AB’nin ekonomik yaptırımları nedeniyle Rus ekonomisinin ciddi bir krize girdiği ve dünyanın 9. büyük ekonomisi olan Rusya’nın Ukrayna ve Kırım krizinden sonra 13. sıraya gerilediğini, Türkiye’nin ise Rusya ile kriz nedeniyle turizm gelirlerinin % 80’in üzerinde gerilediğini vurguladı. Siyasi gelişmelerin de bu yakınlaşmayı etkilediğini belirten Erşen, Rusya-İran ilişkisine bölgesel bazda Türkiye’nin de eklemlendiğini ve bu şekilde “Üçlü Yakınlaşma” oluştuğunu, bu yakınlaşma sonucunda Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatını başlattığını belirtti.

Emre Erşen: Türk-Rus İlişkilerinde Ciddi Sorunlar Devam Ediyor.

Peki, Türk-Rus ilişkilerinde sorun yok mu? diye soran Erşen, Rusya ile Türkiye arasında netlik kazanmamış ciddi fikir ayrılıkları bulunduğunu ve bunların yeni bir krizi doğurabilecek güçte ve önemde olduğunu belirtti. Erşen bu sorunları şöyle sıraladı: - PKK Rusya’da terör örgütü olarak kabul edilmiyor ve - Türkiye Suriye’de Rusya’nın desteklediği Esad yönetiminin devam etmesinin kabul etmiş değil ve Suriye’deki birçok insan hakları ihlallerinden ciddi rahatsızlık duyuyor. - Vizelerin yeniden kaldırılmasına şuan için sıcak bakılmıyor. - Tarım ürünlerinin ihracatında Rusya’nın kısıtlamaları henüz kalkmış değil, - Doğalgaz indiriminin miktarı henüz netleşmedi, - Türkakımı projesinin gerçekleşip-gerçekleşmeyeceği belli değil, - Şuan Rusya Suriye’de Türk ordusunun Elbab’a girmesine karşı çıkıyor - ABD’de yeni yönetim (Trump yönetimi) eğer Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan bir tutum takınırsa Türkiye’nin Rusya’ya yaklaşması bundan olumsuz etkilenecektir. Aynı şekilde ABD Rusya ile bir uzlaşmaya giderse bu sefer Türkiye’nin güvenlik endişeleri olumsuz etkilenecektir. - Türkiye Rusya’nın Kırım’ı ilhakını kabul etmiyor ve etmeyeceğin beyan etti. Bunlar gibi birçok faktörün Türk-Rus ilişkilerini kırılganlaştırdığını ve istikrarlı bir iyileşme yerine değişken bir sürecin yaşanabileceğini belirten Emre Erşen, ayrıca Suriye’de Türkiye ile Rusya arasında hangi grupların terörist olarak kabul edildiği konusunda ciddi ayrılıklar olduğunun altını çizdi.

Nurşin Ateşoğlu Güney: Rusya’daki ağır ekonomik kriz Rus-Türk yakınlaşmasını sağladı!

Toplantının tartışma kısmında Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney konuşmacıların bazı tespitleri üzerinde durarak Rusya’daki ağır ekonomik krizin Rus-Türk yakınlaşmasında kritik rol oynadığının altını çizdi.

Erşen: Şangay İşbirliği Örgütü Türkiye için AB ve NATO’nun bir alternatifi değil!

Tartışma kısmında gelen sorular üzerine konuşmacılar Şangay İşbirliği Örgütü ile Türkiye’nin arasında bir ilişki olmakla birlikte bu örgütün imaj olarak önemli görüldüğü, ancak başardığı fazla birşeyin olmadığını, Türkiye’nin AB ile yaşanan gerilim nedeniyle söylemsel olarak bu örgütü gündeme getirdiğini belirttiler.